“Bir atla etkileşime geçmediysen, ruhunun bir tarafı henüz uyanmamış demektir.”
Sizleri İlginay Göbüt Göksel ile tanıştırmak istiyorum. Sevgili İlginay, Türkiye'de yapılmayan ve aslında çoğu insanın deneyimlemesi gereken çok özel bir çalışma yapıyor. Atlar ile koçluk seansları! EVET yanlış duymadınız 🙂
Neden mi atlar ile yapıyor? Hemen anlatayım.
Atların hisleri o kadar derini görebilme yeteneğine sahip ki gerçekten şaşırıp kalmamak mümkün değil. Atlar ile ilgilenen takipçilerim belki bilirler ama ben atların hisleri/olayları/durumları algılama kapabitelerinin 15 milyon metre küplük devasa bir alana yayıldığını hiç bilmiyordum ve duyunca gerçekten ağzım 2 dakika açık kaldı diyebilirim.
Yani şöyle düşünün siz daha iç sesinizin ne demek istediğinin farkına bile varmadan onlar sizden evvel bunu fark ediyor ve tepki veriyor. Yani sizi size anlatıyor! Ne kadar etkileyici değil mi? (önemli bir not vermek istiyorum, bu seanslarda kimse ata binmiyor at sadece bize arkadaşlık ediyor, ruh arkadaşlığı 🙂 )
Atın çevresinde ilk olarak çevresel sınırı, sonra bağlantı sınırı ve en son kendi sınırı varmış. Her çizgiye bastığınızda attan bir sinyal alıyormuşsunuz. At izin verirse ilerlemeye devam ediyorsunuz. At olumsuz bir enerjiniz, çekinceniz varsa hissediyor ve sizden uzaklaşıyor.
Bu arada benim de özel bir etkinlik ile bunu deyenimleme şansım oldu, inanın bu kadar senedir spiritüel işler ile uğraşıyorum ama saniyesinde tepki gösteren bir durum olması insanı biraz serseme çevirmiyor değil 🙂 Normal çalışmalarda seans biter eve gider ve bakalım nasıl dönüşümler olacak bir işe yaradımı dersiniz ama bu öyle bir seans ki anında at size geri bildirim yapıyor…
Peki Atla Gelişelim seanslarına ne gibi durumlarda katılmak daha da sağlıklı olur?
• Çünkü kendimle ilgili kararları alamıyorum. Nerdeyim, nereye gidiyorum.
• Çünkü hayatımdan, işimden ve ilişkimden memnun değilim.
• Çünkü doğaya ve kendi doğama çok uzaklaştım.
• Çünkü mevcut dünya görüşüm mutlu olmama yetmiyor.
• Çünkü değiştirmem gereken konularda ilerleyemiyorum.
• Çünkü geçmişten getirdiğim yüküm çok ağır.
• Çünkü atlarla çalışmayı merak ediyorum.
Atla Gelişelim’de
• Atlar gerçekten ne istediğimi görür, karar süreçlerinde rehberlik eder
• Atlar sezgisel iletişimi öğretir. İlişki yönetiminde yol gösterir.
• Atlar egom yüzünden göremediklerimi görür ve beni bana yansıtır
• Atların geri bildirimi gerçek, dürüst ve tarafsız
• Atlar değişim için harekete geçirir
• Atlar algılama şeklimi ve dünya görüşümüzü esnetir
• Atlar bize artık faydalı olmayan hikayeleri bırakmamıza yardımcı olur
• Atlardan öğreneceklerim hiçbir kaynakta yazmıyor bilmiyorum.
Bu özel çalışma umarım daha çok yayılır ve gelişir. Sevgili İlginay aynı zamanda ünlüler ile de güzel çalışmalar yapıyor. Bu çalışmalardan birini bizler için kaleme almış. Konuğu Suna Yıldızoğlu ile seans diyaloglar aşağıdaki gibidir:
Ünlüler de Atla Gelişiyor…
Suna Yıldızoğlu, İngiltere’de köyde büyüdüğü için atlara yakın, at binmiş. Atların rehberliğinde yaptığımız Atla Gelişelim
uygulaması ise onun için yeni.
Teorik bilgimizi veriyor ve kafamızda aydınlatmak istediğimiz konuyu atın yanında soralım diyoruz.
Bugünkü rehberimiz Diamond. Amacımız Diamond’a fal baktırmak değil tabi ki. Kendi içimizde
duyamadıklarımızı sezgileri güçlü atın görmesini ve bize yansıtmasını sağlamak.
Kafasında İngiltere’de bahçeli bir eve taşınmak var. Ancak emin de değil. Ata bunu soruyor. Aldığı
yanıt ise “too soon” at ona daha erken diyor, daha hazır değilsin diyor.
SY – Demek ki erken daha. O mu söylüyor ben mi söylüyorum ama bilmiyorum ama.
İGG – Sizin içinizdekini o söylüyor. Değişim aşamalı bir süreçtir. Demek ki siz şimdi ilk evrelerdesiniz.
SY – Ben hayvanları huzur bulmak için arıyorum. Onlara soru sorduğumda bütün ilişki başka türlü
oluyor
İG – Köylerde atları taşımacılıkta kullanıyorlar. Ben onlara diyorum ki, siz derman olarak da
görün onları. Sadece bir yerden bir yere götürmesin sizi, faydalanın dibindesiniz. Her gün sorun,
endişelerinizi paylaşın dediğim zaman onlar da başka bakmaya başlıyorlar olaya. Henüz işin bu
iletişimsel boyutunu keşfetmemiş oluyorlar.
Suna Hanım bir endişesini gidermek istiyor.
“Sahipleri atları seviyor değil mi?” diye soruyor. Benim cevabım hazır.
– Gayet tabi seviyorlar. Gönül ister ki her sahip gerçekten atını gönülden sevsin.
SY – Ben pet shoplardan alınan marka köpeklere çok kızıyorum. Sokakta o kadar hayvan varken…
İG – Atlar da öyle, at satın alınmaz, at kurtarılır. Sahip çıkılacak bir at vardır mutlaka bir yerde
bekleyen.
SY – İngiltere’nin güneyinde bana yakın bir yerde bir çiftlik vardı. Yaşlı atları alıyor, son günlerini güzel
yaşasın diye. Aynı şekilde yaşlı eşekleri alıp ölünceye kadar baktıkları bir çiftlikte var. İnsanların hayat
standardı yükseldikçe etraflarını görmeye başlıyorlar. Maddi durumun müsait olmayınca, kiranı nasıl
ödeyeceğini düşünürken, gidip de sokaktaki kediyi alamıyorsun. Çocuklarını düşünüyorsun, başka
endişelerin var.
İngiltere’de ekonomi o kadar iyi olmamakla beraber belli bir düzey var, yerleşmiş bir hayvan sevgisi
var. Avrupa da öyle. Biz henüz o seviyeye gelemedik.
İGG – Biraz evvel yaşlı atlardan bahsettiniz. Biz Atla Gelişelim’de yaşlanmış, artık koşmayan hatta
kulüp atı olarak da kullanılamayan atlarla çalışıyoruz. Bizim için sakat olması önemli değil. Çünkü biz
uygulamalarda at binmiyoruz. Onları da faydalı, üreten canlılar olarak harika değerlendirmeye devam
ediyoruz.
SY – Bu çok güzel. Bir de çocuklar için yapılsa.
İGG – 10 yaş üstü çocuklar anne ya da babalarıyla birlikte geliyorlar. Aile içi iletişimde gerginlikler,
kopukluklar oluyor. Evde ilişkiyi iyi yönetemiyoruz. Veliler atın yanında çocukları ile iletişimde nerede
takıldıklarını gözlemleme imkanı buluyorlar. Bu konfor alanlarının dışında çok farklı bir atmosferde
gerçekleşiyor.
SY – Benim evim genellikle huzurlu ama çocuklarla bazen kavgamız oluyor. – Çocuk diyorum ama
Yasemin 25 yaşında-. Ama inan evdeki kediler bunu önlüyor. Biz birbirimizle tartışırken, birdenbire
bir tanesi geçiyor, şirin bir şeyler yapıyor. Benim çocuklar, birden bire “ay canım” diyor ve kavga
bitmiş oluyor.
Benim hayvan delisi bir arkadaşım var. Solucanı kurtarır. Yaşadığı yere yakın yerde bir keçinin
satıldığını görünce sahibine “bunu satma yazık” diyor. Sahibi “abla paraya ihtiyacım var satmam lazım
deyince”, arkadaşım keçiyi kurtarmak için cebinden çıkarıp parasını ödüyor. Adamla 1 hafta sonra
karşılaşınca keçinin hatırını soruyor. Adam demesin mi “Allah razı olsun abla sayende güzelce bir
mangal yapıp ailecek lezzetli bir akşam yemeği yedik”
İGG – Neyseki at eti Türkiye’de yaygın değil, üzülürdüm. Avusturya’da yaygın yenilen bir etti.
SY – Ben küçüklükten beri et yerim, ete alışığız ama artık son yıllarda iyice uzaklaştım. Et önüme
geldiğinde onun canlı hali aklıma geliyor. Keşke daha küçükken bu bilinçte olsaydım.
İGG – Suna Hanım bugün bizimle beraber olduğunuz için teşekkür ediyoruz. Sayenizde güzel bir gün
geçirdik. Kendinizle ilgili de kafanızdaki bir soru işaretinde sanki net olmadığınızı gördük. Diamond
size henüz hazır olmadığınızı daha düşünme evresinde olduğunuzu gösterdi.
SY – Evet daha düşüneceğim.
İGG – Yine yol ayrımına geldiğinizde buraya atlara geliriz ve bakarız sezgilerimiz ne söylüyor.
SY – Teşekkür ederim, çok güzel bir gün geçirdim.
İletişime geçmek için:
İLGİNAY GÖBÜT GÖKSEL: 0533 270 09 57
www.atlageliselim.com